Yüksek ev kiraları, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde kiracısını mahkeme yoluyla çıkaramayan bir mülk sahibinin, dairenin kilidini değiştirip kapıya tahta çaktırması basına yansıdı. Peki bu durumla karşılaşan kiracıların hakları neler? Kiracılar yaşadıkları mağduriyetten dolayı tazminat hakkı elde edebilir mi? Ev sahibi dışında çilingir de suça ortak sayılabilir mi? Bunun gibi pek çok soruya Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa cevapladı.
Konut kiralarındaki artış, özellikle eski kiracılarla ev sahipleri arasında anlaşmazlıklara neden oluyor. Tarafların anlaşamadığı durumlarda konu önce arabulucuya, oradan da sonuç çıkmazsa yargıya taşınıyor. Ancak yargıdan istediği sonucu alamayan bazı ev sahipleri, kiracıları baskı yoluyla evden çıkarmaya çalışıyor.
PSİKOLOJK BASKI
Geçtiğimiz günlerde basında yer alan haberlere göre, İstanbul Beşiktaş’ta bir ev sahibi, 2020’den beri dairesinde oturan kiracısını tahliye etmek için dava açtı. Mahkemeden istediği sonucu alamayan mülk sahibi, kiracısına psikolojik baskı uygulayarak evden çıkarmaya çalıştı.
Önce dairenin doğalgaz ve suyunu kesen ev sahibi, kiracının dışarıda olduğu bir gün çilingir getirerek kapı kilidini değiştirdi. Ayrıca kapıya da tahta çakarak girişi kapattı.
Ev sahibinin böyle bir hakkı olmadığı kanunumuzda kesin bir ifadeyle belirtiliyor. Ancak buna rağmen bu tür olaylar yaşanmaya devam ediyor.
EŞYALARI SOKAĞA ATTI
Geçen yıl da benzer bir olay Adana’da meydana geldi. Müzisyenlik yaparak geçimini sağlayan 41 yaşındaki bedensel engelli M. K., kira ücreti nedeniyle ev sahibiyle anlaşmazlık yaşadı. Kira ücretine yüzde 200’den fazla zam yapan ev sahibine bu ücretin yasal olmadığını ve ödeyemeyeceğini söyleyen M. K., önce ev sahibinin sözlü tacizlerine uğradı. Daha sonra belli aralıklarla iki defa evin kilidini değiştiren ev sahibi, evdeki eşyaları da rehin alarak iki kanepeyi sokağa attı.
“KONUT DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL SUÇUNU İŞLİYORLAR’
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa, “Türk Ceza Kanunu’na göre bir kimsenin konutuna ve konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlemiş olur” dedi. Kısa, şöyle devam etti:
“Gündeme gelen son olayda bir kişinin konut dokunulmazlığını ihlalin yanında asıl ikametgâh sahibinin konutuna girişini engelleme de söz konusu… Bu nedenle burada konut dokunulmazlığını ihlal suçu yanında ‘Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir’ hükmü uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu düşünülebilir.”
ÇİLİNGİRLER DE DİKKATLİ OLMALI!
Böyle bir durumda çilingirlerin de dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Kısa, “Bu gibi durumlarda kapı kilidini açmak için mesleki faaliyet gösteren kişinin ilgili konutun kendisine müracaat eden kişiye ait olduğunu veya ikamet ettiğini teyit etmesi gerekiyor” dedi ve ekledi:
“Yargıtay’ın çeşitli kararlarında çilingirlerin konuta bu şekilde girmeleri veya kilidi değiştirmelerinde amacın bu suçu işlemek olmaması nedeniyle manevi unsur eksikliğinden beraat kararlarının verildiği görülüyor. Ancak çilingirlerin kendi hukuki güvenlikleri için müracaat eden kişiler yönünden ilgili konut veya işyerinin kime ait olduğunu teyit etmesi çok önemli…”
2022’de de yaşlı bir çiftin yaşadıkları sosyal medyada çok konuşulmuştu. İstanbul Artavutköy’de iki yıldır kiracı olarak yaşadıkları evden, ev sahibi evi sattığı için çıkarılmak istenen 84 yaşındaki A. D. ve eşi, ev sahibinden yeni bir ev bulabilmek için süre istedi. Ancak yeni ev sahibi bunu kabul etmedi ve yaşlı çiftin dışarıda olduğu saatlerde kapının kilidini değiştirdi. İçinde tüm eşyalarının bulunduğu evlerine giremeyen yaşlı çift bir süre sokakta kalarak yardım istedi.
KİRACI NASIL BİR YOL İZLEMELİ?
Peki böyle bir durumla karşı karşıya kalan kiracılar ne yapmalı? Bu sorumuza “Kiracı ilk olarak durumun tespit edilmesini sağlamalı” cevabını veren Ümit Yasin Kısa, şu önemli bilgilerin altını çizdi:
“Bunun için mahkemeden delil tespiti uzun sürebilir. Kiracının, en azından olaya tanıklık edebilecek kişilerin buna şahitlik etmesini sağlaması yararlı olabilir. Bunun dışında kiracı, vakit kaybetmeden savcılığa suç duyurusunda bulunmalı.”
KİRACININ TAZMİNAT ELDE ETME HAKKI BULUNUYOR MU?
“Türk Borçlar Kanunu’muza göre kiraya veren, kiralananı kira sözleşmesine uygun şekilde kiracının kullanımında bulundurma yükümlülüğü altındadır” diyen Ümit Yasin Kısa, “Kiraya verenin kapı kilidini değiştirme, kapı girişini kapatma gibi eylemleri kiralananı kullanıma uygun şekilde bulundurma borcunu ihlal olduğundan, kiraya verenin bundan dolayı maddi sorumluluğu doğar. Bu gibi durumlarda mahkeme tarafından kiracının kiralanandan faydalanamaması hesap edilerek bu süre için tazminat kararı verilebilir” ifadelerini kullandı.
İki yıl önce Bursa’nın İznik ilçesinde de çok ilginç bir ev sahibi-kiracı olayı meydana geldi. Ev sahibi tarafından daireyi boşaltması için gürültü ve yüksek sesli müzikle taciz edilen kiracı, polise başvurdu. Şikayet üzerine savcılık talimatıyla harekete geçen İznik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, ev sahibi T.B’nin ifadesini almak üzere polis merkezine götürdü. Bu evin kirasıyla geçindiğini söyleyen T.B. “Müziği sonuna kadar açtım ve açmaya devam edeceğim; sırf onları rahatsız etmek için. Bulsun ev çıksın. Ben istemiyorum artık bunları. Kulağım ağır işitiyor, çalsın dursun. Sadece amaç onları rahatsız etmek” ifadelerini kullandı.
ELEKTRİK, SU VE DOĞALGAZ ABONELİKLERİNİ KAPATMAK DA SUÇ!
Kiraya verenin elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerini haklı bir sebebi yokken sonlandırma hakkının da bulunmadığını söyleyen Ümit Yasin Kısa, “Aslında abonelikler genellikle kiracı üzerinde oluyor. Ancak bazen kiraya veren de üzerinde bırakabiliyor. Kira sözleşmesi devam ederken, mahkemece bir karar verilmemişken, kiraya verenin bu gibi abonelikleri iptal ettirmesi halinde kiraya veren suç işlemiş olur ve ceza sorumluluğu doğar. Bu gibi hallerde kiracıların savcılık şikâyeti yanında, kira sözleşmeleri ile abonelikleri üzerlerine almaları daha uygun olur” dedi.
KİRACIYI SÜREKLİ ARAMAK DA SUÇ OLABİLİR Mİ?
Israrlı takip ve aramanın da huzur ve sükunu bozma suçuna konu olduğuna dikkat çeken Ümit Yasin Kısa, “Eğer bu aramalar kiracıyı rahatsız edecek düzeye gelmişse yine kiraya veren ceza sorumluluğu ile karşı karşıya kalır. Bu gibi hallerde savcılığa şikâyet başvurusu yapılabilir. Ayrıca gürültü yaparak kiracıyı rahatsız etmek de suç olarak görülüyor. Bu gibi durumlar kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturuyor. Bu da kiraya verenin ceza sorumluluğunu doğuracak eylemlerdir” ifadelerini kullandı.
Ev sahibi her şeyi kanuna göre yaptı, tahliye davasını açtı ve davayı kazandı. Buna rağmen kiracı evi boşaltmazsa ne olur? Bu sorumuza “Böyle bir durumda kanunlarımıza göre kiracının evi tahliye etmeme şansı pek kalmıyor” cevabını veren Ümit Yasin Kısa, “İcra ve İflas Kanunu uyarınca kiraya verenin yapacağı başvuru neticesinde icra müdürlüğü kiracıyı tahliye edecektir” dedi.